25 Aralık 2011 Pazar

china glaze ruby pumps..

İşte ayılıp bayılarak aldığım, gelmesini dört gözle beklediğim ojelerimden birisi =) Sürerken bir daha aşık oldum kendisine çünkü eritilmiş elma şekeri gibi görünüyordu, yani böyle tırnaklarını yalayası geliyor insanın.. Tamam biraz abartmış olabilirim ama gerçekten kıvamı ve rengi tam benlik =)


Ruby Pumps çok tatlı bir kırmızının içinde allı pullu yansımaları olan bir oje.. Kendisini DenizRio'nun gittigidiyor sayfasından aldım. Ayrıca artık Orly ojeleri de ondan alabileceğiz =) Yeniliklerini Facebook sayfası üzerinden de takip edebilirsiniz..

20 Aralık 2011 Salı

zoya faith..

Bir süredir boşladığım blog'umu artık biraz canlandırmaya karar verdim.. Gerçi hayatım verdiğim fakat uygulamadığım kararlarımla dolu =P

Öncelikle bir süredir gerginliğini yaşadığım iş hayatımın durumu netleşti.. Sonuç benim aleyhime gibi görünse de bunu söylemek için gerçekten erken sanırım.. Daha olaylar çok taze olduğu için, açılacak yeni kapıların eskiyi aratmayacağına dair süper bir umut taşıyorum içimde =)

Gelelim günün ojesine...


Aslında Faith'i geçen hafta sürmüştüm, hatta sık sık oje değiştirmeye meraklı biri de olsam 3 gün falan asetona gitmedi elim, gerçekten muhteşem göründüğünü düşünüyorum =) Zayıf fotoğrafçılık yönümü bilmeyenler için, tırnakta fotolarda göründüğünden çok daha güzel göründüğünü rahatlıkla söyleyebilirim ;)

8 Aralık 2011 Perşembe

Tırnaklar Fora yılbaşı blog çekilişi!! :)

Günün ikinci yazısı Dilek'in yılbaşı çekilişi ile ilgili.. Ben de durur muyum katılacağım tabii ki de :)) Katılım şartlarıyla ilgili yazısı burada. Genç kadın meraklar içerisindeydi, acaba bir gün kendi blog çekilişini gerçekleştirebilecek miydi? Neyse çekiliş bahane peridot şahane diyor ve kaçıyorum :))



Flormar 394 + supershine 29

Aslında blog yazmaya başlarken düşüncem bu blog'un sadece oje konusuna yönelik olmamasıydı ama bu ara gündemimde beni oje kadar mutlu eden bir şey yok maalesef.. O nedenle tam bir oje blog'u modunda gideceğim anlaşılan böyle..  

Evet efenim günün konusu geçen hafta sonu Kızılay'dan aldığım Flormar ojelerden ikisi..


Supershine 29 sıcak bir pembe. Bazı çevreler bu renge toz pembe diyor sanırım. Tek başına da çok güzel görünüyor kesinlikle.. Aşağıdaki oje karanlıkta flaşlı çekim, biraz parladı o nedenle gün ışığında daha güzel fotolar yakalanabilir sanki..

6 Aralık 2011 Salı

kızılay bahane miss selene şahane :)

Başlığa konu ojeleri cumartesi günü Kızılay'da bir parfümeride buldum, tanesini 1 TL'den satıyorlardı ben de bütün renklerine atladım tabii :) 

2 Aralık 2011 Cuma

pes etmek yok! başarısız konad'lara devam :))

Bugünün konusu aslında geçen hafta yaptığım bir konad çalışması. Fikir bana ait değil maalesef, fi tarihinde nette gezinirken gördüğüm bir çalışmadan esinlendim açıkçası.. Desenin altında gördüğünüz renkler China Glaze Omg serisinden. En soldaki IDK, ortadaki TMI ve en sağdaki de 2nite. Fotolara bakınca göreceksiniz (bazılarına çok ayıp olacak ama) konad desenleri düzgün olmadığı gibi, stresli geçen bir gün sonunda tırnak uçlarımı azıcık yontmuşum. Ellerimde de tükenmez kalem lekeleri var.. Neyse bu vesileyle bu 3'ü içinde IDK'nın en dayanıklı, TMI'nin de en dayanıksız oje olduğunu deneyimlemiş bulundum :)) Üzerine M63 diskindeki meşhur deseni damgalayıp, 1 kat topcoat sürdüm. Sonuç şu şekil;


29 Kasım 2011 Salı

dünün anlam ve önemi..

Evet biraz geç oldu ama güç de oldu ne yalan söyleyeyim :)) Dün itibariyle modern kostümler altından hafiften örümceklenmiş fikirlerin ortaya salınması bazılarımızı çok rahatsız etti. Ben kendi adıma en çok şundan rahatsızlık duydum: kendi blog'unu özgürlük alanın olarak ilan ediyor ve orada istediğin yazıyı yazabileceğini her istediğin fikri "bu benim fikrim, beğenmeyen üzerine alınmasın" kıvırmasıyla yayınlayabileceğini ve buna kimsenin özgürce cevap verme hakkı olmadığını düşünüyorsan, başkalarının blog'larının da onların özgürlük alanı olduğunu unutmayacaksın.. Cümle biraz uzun oldu farkındayım :) Özetle diyorum ki; beyin bedava :))

24 Kasım 2011 Perşembe

China Glaze özel yılbaşı setleri..

Rio'nun listesinde görünce monitöre yapıştım resmen.. Şu tatlılığa bakar mısınız :))

23 Kasım 2011 Çarşamba

yine başarısız bir konad denemesi..

Sonunda anladım benim konad'la imtihanım henüz bitmemiş.. Blogları takip halindeyken ne kadar kolay görünüyordu öyle.. El pratikliği önemli bu işte, bir de yaratıcılık lazım tabii :)


Mevzu bahis konad denemesini aslında geçen hafta yapmıştım. Ama işte işler güçler vs derken bugüne kaldı.

21 Kasım 2011 Pazartesi

dertler derya olmuş ben de bir sandal..

Artık iyice zıvanadan çıkmış durumdayım! Peki ne anlamda? Şimdi şöyle oluyor; önümüzdeki 1 ay içinde hayatımda çok önemli değişiklikler olacak büyük ihtimalle, ama durumlar hala o kadar belirsiz ki ne hissetmem gerektiği konusunda en ufak bir fikrim yok.. Bir tarafım "her şey çok güzel olacak" derken diğer yanım "o kadar da heveslenme" diyor hala.. neyse ben bu arada blogumu baya bi ihmal ediyorum tabii, üstelik yeniyim hevesliyim sözde =( Ama bugün nihayet yeni bir yazı yazabiliyorum..



14 Kasım 2011 Pazartesi

yeni pasteller..

Koskoca bir bayram tatili daha geldi ve de rüzgar gibi geçti.. Bayram boyunca yeni konad denemeleri, yeni water marble çalışmaları yapacağının hayallerini kuran zavallı ben, bayramı ateşler ve ağrılar içinde yatakta geçirdim :(( zaten çok da sağlıklı olmadığını düşündüğüm tırnaklarım yüksek ateşe dayanamadı ve önce kat kat ayrılmak suretiyle kırıldılar... neyse ki idare eder bir uzunlukta kurtarabildim kendilerini :)

Dün sevgili arkadaşım Sinem'le dart antremanı yapmaya karar vermiştik. Güneşli olmasına aldandığımız Ankara havası bize yine acımadı ve burnumuz soğuktan düşmesin diye biraz ısınmak niyetiyle yolumuzun üstünde bir parfümeriye dalıverdik :)) Ben de fırsatı kaçırmadım tabii :p

Soldan sağa: 05, 16, 61, 17, 20

5 Kasım 2011 Cumartesi

China Glaze IDK ve Golden Rose 327..

Sonunda bayram tatili geldi :) Her ne kadar bu bayramı ailemin yanında geçiremeyecek olsam da birkaç günlük sınırsız uyku hakkı kesinlikle itiraz edilemeyecek bişey :p

Tüm haftanın yorgunluğunun üstüne bugünü deyim yerindeyse malak gibi yatarak geçirdim :)) Utanmasam yataktan hiç çıkmayacaktım ama malum evimizi kirletmemek için çişini son raddesine kadar tutan bir kızım var.. Neyse ki hava günlük güneşlikti, güzel bir yürüyüş yapmış olduk.. 

Cuma akşamları genellikle arkadaşlarımla The House'da dart turnuvasına katılıyorum. Bu sene Ankara Dart Ligi'ne katılmaya verdik ve çok kafa dengi bir takım kurduk.. Kuki ile akşam yürüyüşümüz yeterince uzun sürdüğü için turnuvaya geç kalmamak adına IDK'yı tercih ettim, çünkü inanılmaz hızlı kuruyor :) 

4 Kasım 2011 Cuma

Orly Supernatural..

Nihayet oje merakımla ilgili ilk yazımı yazabiliyorum :)) Bugün tırnaklarımda Orly'nin Supernatural ojesi var. Kendisine sahip olalı çok uzun bir zaman olmadı ama ben şimdiden şişenin 1/4'ünü tüketmiş durumdayım. Şimdilik Orly'nin 2 ojesine sahibim ama gönül rahatlığıyla sürülüş kolaylığı, fırça yapısı ve süper hızlı kuruma süresi açısından favorim olduğunu söyleyebilirim. Supernatural'dan bahsedecek olursam kendisini gül kurusuyla şeker pembesi arasında kalmış sedefli bir renk olarak tanımlayabilirim sanırım. Bence tek başına da çok şık duran bir oje ama ben henüz çok yeni konad sahibi olduğum için biraz oynamak istedim :))) 

       
                                 

çapaklı prenses..

Şimdi benim yaramaz bir kızım var, adı Kuki. Kendisi tam olarak şöyle bişey;


3 Kasım 2011 Perşembe

talihsiz günler ve kaderci stayla..

Blog yazmaya başladığım ilk gün yani bugün, aslında üzücü haberlerin peş peşe geldiği bir gün oldu.. Anlaşılan insan denen yaratık bazen güvenli olduğunu düşündüğü kabuğundan çıkmak istemese de, günü gelince şartlar dürtükleyiveriyor.. Kimimiz doğrudan depresyona giriş yapıyoruz kimimiz de "her işte bir hayır vardır" diyerek polyannacılık yönümüzü devreye sokuveriyoruz.. Ben henüz şaşkınlık evresinde takıldığım için hangi tarafa yöneleceğime karar veremedim açıkçası. Bir tarafım depresif ol derken diğer tarafım bok yeme otur modunda. İlla ki olması gereken olacaktır diye kestirip atasım da var :/

neyse, bekle ve gör demiş atalarımız.. 

zamanla günümüzü mü yoksa gücümüzü mü göreceğimiz çıkar ortaya mutlaka...

İlk..

Merhaba,

Uzun zamandır özendiğim blog tutma meselesine nihayet el atmış bulunuyorum.. Bir hevesle bugün yarın derken yaklaşık 5 senedir ertelediğim bir şeydi :\ Burada yalnızca hobilerimle alakalı konularda yazmayı düşünmüyorum. Önce bir oje blogu oluşturmaya niyetlenmiştim ama zaten bu konuda Türkiye ve çeşitli ülkelerde çok başarılı arkadaşlar var, o nedenle alanı onlara bırakmaya karar verdim :)) son kararım blogumun bana ilginç gelen, hoşuma giden ya da gitmeyen, kızdıran, yüzümü güldüren ama içimden paylaşmak geldi diyebileceğim her şeyi içerebilmesi yönünde.. 

Kısaca bahsedecek olursam ben 11 yıldır Ankara'da yaşıyorum. Ankara Üniversitesi Kimya Bölümü mezunuyum. Üniversite okumak amacıyla ailesinden kopup gelen her bağrı yanık genç insan gibi cesaretle ama itiraf ediyorum biraz içim titreyerek geldim. İlk zamanlar Ankara'yı sevdiğimi de söyleyemem.. Ama bir şekilde alıştığım ve hatta sevdiğim bu şehirde yaşamımı sürdürme halindeyim :)

Çok ilginç bir hayat yaşadığım söylenemez ama kendimce keyif aldığım her şeyden bir parça yararlanmaya çalışıyorum :)

Umarım acemiliğimi üzerimden attıkça burayı gittikçe sevimli bir hale getirebilirim :))

Sevgiler,
Lobiş..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...